Yüzyıllarca önce insanlarda şeytani güçlerin, bebeklerin veya küçük çocukların odalarında dolaştıklarına, onların vücutlarına girmek için fırsat kolladıklarına ilişkin ortak bir inanç vardı. Ayrıca bu şeytani güçlerin, mavi renk tarafından kovulduğuna da inanılıyordu. Çünkü mavi göklerin rengi idi. Hatta bugün bile hala Orta doğu’da şeytanı kovmak için, bazı evlerin kapıları maviye boyanmaktadır.İyi ruhlar mavi rengin olduğu ortama gelir ve kötü ruhların orada barınmalarına izin vermezmiş.
O çağlarda, soylarının devamlılığı için, erkek bebeklerin önemi daha fazla olduğu için, şeytan korkar da gider diye, erkek bebeklerin ve küçük erkek çocukların giysilerinin mavi olması gelenek haline gelmiş ve yüzyıllar boyunca devam etmiş.
Çok sonraları kız bebekler de “erkek bebekler kadar önem kazanınca”, onların giysilerine de bir renk verilmesi ihtiyacı doğdu ve de çiçeklerin en güzeli olan gülün rengi, yani pembe renk verildi. Bu inanca göre güzel olan güzel kokan anlamına gelen gül özeldi ve kız çocukları da ailede artık önemli yer edinmiş oldu.